Saygıdeğer vatandaşlar, değerli basın mensupları, İYİ
Parti İl Divan Kurulu üyeleri ve Yönetim Kurulu üyeleri, İYİ Parti İl Gençlik
Kolları mensubu arkadaşlarımız, son zamlarla birlikte artık haftanın sonunu
bile getiremeyen vatandaşlarımız ve Kahramanmaraş’ın
iyiliği için çalışan tüm partidaşlarımız, öncelikle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
“Maraş Olayları’nda
yitirdiğimiz canları rahmetle anıyorum. Kahramanmaraş Kardeşlik Bildirisi’nin
memleketimize hayırlı olmasını, birliğimizi daha da sağlamlaştırmasını
diliyorum.”
Saygıdeğer konuklar, bildiğiniz üzere bu hafta
Kahramanmaraş’ımızda yaşanan talihsiz olayların yıl dönümüdür. Konuşmama
başlamadan önce bu vahim olayda kaybettiğimiz canları sizlerin huzurunda bir
kez daha anmak istiyorum. Diliyorum ki birliğimiz ve kardeşliğimiz asla
bozulmasın, böylesine vahim bir olayı bir daha yaşamayalım. Farkındayız ki
bizim birliğimiz her kötülüğü yenecek güçtedir. Biliyoruz ki biz birlik oldukça
her kötülük bu birlik karşısında yok olup gitmeye mahkum olacaktır. Bu hafta,
KMTSO Başkanı Serdar Zabun, KMTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, STK temsilcileri,
Kahramanmaraş Barosu adına Kahramanmaraş Barosu Başkanı Av. Burak Gül ve diğer
siyasi parti temsilcileriyle birlikte imzaladığımız “Kahramanmaraş Kardeşlik Bildirisi”nin
memleketimize hayır ve uğur getirmesini temenni ediyorum.
"İnsanlarımız
her gün daha da fakirleşiyor."
Değerli
vatandaşlar, her ne kadar AKP hükümeti inkar etse de ağır bir ekonomik krizin
altında olduğumuz gerçeğinin hepimiz farkındayız. Bu krizle birlikte her geçen
gün cebimizdeki paramız erimekte, alım gücümüz düşmekte ve temel
ihtiyaçlarımızı dahi karşılayamaz duruma gelmekteyiz. Türkiye Cumhuriyeti ağır
bir ekonomik buhrana doğru sürüklenmektedir. Alım gücünün düşmesi, fabrikaların
iş yapamaması, buna bağlı olarak ithalatımızda meydana gelen küçülme ve bunun
sonucu olarak ithalat ile ihracat arasındaki makasın kapanması mevcut hükümet
tarafından bir başarı hikayesi olarak anlatılmaktadır; ancak asıl gerçek
sokaklardadır ve evlerdedir. İnsanlarımız gün geçtikçe fakirleşmekte ve
cebimizdeki paramız pul olmaktadır.
"İktidar
vergiyi tabana yayarken refah payını kendisine ayırıyor. Kamuda tasarruf
tedbirleri alınmıyor."
Her
gün daha da küçülen ekonomimiz ve daralan ceplerimiz neticesinde Hazine ve
Maliyet Bakanı tarafından yapılan sunumlarda hala vergiyi tabana yaymaktan
bahsedilmekte iken tabanın her geçen gün daha da fakirleşmesi göz ardı
edilmektedir. İktidar temsilcileri dövizin haneyi etkilemediği ve mevcut durum
sanki basit bir ekonomik çalkantıymış gibi gerçekten uzak açıklamalarda
bulunurlarken sizler her geçen gün biraz daha yoksullaşmaktasınız. Halkın
fakirleşmesi, iktidar nezdinde herhangi bir karşılık bulamamıştır. Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşları fakirleşirken saraya yeni kadrolar açılmış, yeni
harcamalar yapılmış ve kamudaki israfta herhangi bir küçülmeye gidilmemiştir.
"Asgari
ücretle çalışanlar açlık sınırının dahi altında kalıyor."
Son
açıklanan rakamlara göre bekar bir çalışanın yapması gereken asgari harcama
aylık 2.385,00 -TL'yi bulmaktadır. Ayrıca dört kişilik bir ailenin açlık sınırı
1.943,00 -TL iken yoksulluk sınırı 6.328,00 -TL'ye dayanmıştır. Güncel durumda
asgari ücret ise 1.603,00 -TL'dir. Bu, son derece vahim bir durumdur. Asgari
ücret, asgari yaşam standartlarını sağlamak bir yana, açlık sınırının dahi
altındadır. Ayrıca her geçen gün yeni zamlarla pazar fiyatları katlanmakta,
"enflasyonla topyekün mücadele planı" ise sınıfta kalmaktadır.
Fiyatlar yüzde 100'e kadar artmış iken, yüzde 10'luk göstermelik bir indirim
hiçbir derde deva olmamıştır.
"İktidar
şatafat içinde yaşarken vatandaş daha da yoksullaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşları böyle bir muameleyi hak etmiyor."
Değerli
yurttaşlar, çay ve simit hesabıyla ekonomiye yön vermeye çalışan iktidar
sahipleri, kendi lükslerinden hiçbir kısıtlamaya gitmiyor. Bir tarafta
"İtibardan tasarruf olmaz," diyerek saraylar yapıp bu saraylara
yandaş kadroları açan iktidar sahipleri varken diğer tarafta işsizlikle boğuşan
vatandaşlar, cebindeki iki lira parayla intihar eden gençler ve açlık sınırının
altında yaşam mücadelesi veren sizler varsınız. Mevcut durum asgari yaşam
düzeyinizi bile karşılayamayacağınız bir hal alıyor. Onlar şatafat içinde
hayatlarını sürdürürken sizler bir hafta sonra nasıl geçineceğinizin hesabını
yapıyorsunuz. Faturalarınızdan, maaşlarınızdan, yediklerinizden ve
içtiklerinizden alınan vergiler sizlerin rahatı için değil iktidar sahiplerinin
lüks hayatı için harcanıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları böyle bir
muameleyi hak etmiyor.
"Asgari
ücret şartlarının iyileştirilmesi için verdiğimiz önerge teklifimiz AKP ve MHP
oylarıyla reddedilmiştir."
Sevgili
emekçiler, biz İYİ Parti olarak mecliste sizlerin sesi olmak için tüm
gayretimizi gösteriyoruz. Bu noktada iş gücünün önemli bir kısmını oluşturan;
ancak refah seviyesi açısından beklenen noktada bulunmayan asgari ücretli
çalışanların gelir seviyelerinin iyileştirilmesi için bu kişilerin ücretleri
üzerinden alınan her türlü vergiden muaf tutulmaları gerektiğini milletin
meclisinde dile getirmiş bulunmaktayız. Sizlerin maaşlarınızdan yapılan
kesintiler adalet ve sosyal devlet ilkelerimiz ile bağdaşmamaktadır. Ayrıca bu
maaşlarınızın harcanması sırasında ödediğiniz KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergiler
de sizlerin yaşam standartlarınızı zorlamaktadır. Sizler, şu ekonomik
koşullarda temel ihtiyaçlarınızı dahi karşılayamayacak kadar
fakirleştirildiniz. Bu hususta sizlerin yaşam şartlarınızın hangi seviyede
olduğunun tespiti ve gerekirse iyileştirilmesi, asgari ücretin yeterli olup
olmadığı ve maaşlarınızdaki kesintilerin son bulması açısından verdiğimiz
önergemiz AKP ve MHP oylarıyla reddedilmiştir. Yine aynı gerekçelerle
sunduğumuz kanun teklifimiz ise halen komisyondadır.
"Çalışanlarımızın
yüzde 40'ı asgari ücretle çalışıyor ve açlık sınırının altında yaşıyor. Refahı iktidar
sahipleri yaşarken cefayı vatandaş çekiyor. "
Ekonomik
durumun git gide kötüleştiği bu günlerde biz her zaman kemer sıkan tarafın
devlet olması gerektiğini söylüyoruz. Her ne kadar AKP iktidarı kendi lüks
hayatından ödün vermek istemese de bizler vatandaşlarımızın açlık sınırının
altında bir hayat sürmelerini istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin artık
dünyaya yön veren bir ülke konumunda olduğunu söyleyenler, kendi
vatandaşlarının ne halde olduklarını göremiyorlar. Onlar saraylarda
yaşarlarken, sizler ay sonunu zor getiriyorsunuz; onlar bu saraylarda
kendilerine yeni iş kadroları açarlarken, sizler açlık sınırının altında kalan
bir maaş için haftanın her günü çalışmaya razı oluyorsunuz; onlar makam
arabalarıyla Türkiye'yi dolaşırken, sizler sabah ayazında servislerde
sürünüyorsunuz. Sizler, bu ülkenin iş gücünün büyük bir kısmını
oluşturuyorsunuz. 2017 verilerine göre Türkiye'de çalışanların yüzde 40'ı
asgari ücretli çalışanlardan oluşuyor. Yani ülkemizde çalışan kesimin yüzde
40'ı açlık sınırının altında yoksul bir hayata mahkum bırakılıyor. Sizler böyle
yaşamayı hak ediyor musunuz?
"Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşları iyi bir hayatı hak ediyor. Biz, iyi bir hayat
yaşamanız için çalışıyoruz."
Sevgili
vatandaşlar, geldiğimiz noktada acilen bir eylem ve tasarruf planı hazırlanması
gerekmektedir. Bu planda ise esas olan kamudaki harcamaların kısılması
olmalıdır. İktidar, gözünü halktan çevirdiği için sizlerin yaşadığı sıkıntıyı
ve buhranı görememektedir ve tasarrufu dahi sizlerden beklemektedir. Her gün saatlerce
çalışıp elinize geçen parayla iki haftalık ihtiyaçlarınızı zor
karşılamaktasınız. Kapanan iş yerleri ve fabrikalar neticesinde zaten mevcut
olan işsizlik problemi bir üst seviyeye çıkmıştır; ancak mevcut durumumuzda
çalışan insanlar dahi emeklerinin karşılıklarını alamamaktadır. Sizlerin iyi
bir hayatı hak ettiğinizin farkındayız ve meclis çatısının altına girdiğimiz
andan itibaren sizin hak ettiğiniz şekilde yaşamanız için gayret gösteriyoruz.
Her ne kadar AKP ve MHP birlikteliği bu gayretimize son vermeye çalışsa da
sizlere söz veriyoruz ki biz asla pes etmeyeceğiz. Sizlerin desteğiyle sizlerin
sesi olacağız.
Saygılarımla.
Av. Ahmet ÇABUKEL
İYİ Parti Kahramanmaraş İl Başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder